İstila
Eve girdiğinde kadını camın önünde, yere oturmuş buldu. Ellerini kucağında kavuşturmuş, sessizce bekliyordu. Elini kaldırmasına kalmadan karşısına oturdu. Bunu isteyeceğini anlamıştı.
İkisi de dışarıdan gelen sesleri merak ediyordu. Ama ne kadın bakmaya cesaret edebiliyordu ne de o, kadını tedirgin etmek istiyordu. Boğuk birkaç bağırtı ve koşar adım sesleri duyuldu. İkisi de dışarıdan gelen sesleri merak ediyordu.
Kadının ellerini tuttu. Sonra birden terli ellerini çekmek istedi.
Kadın sonunda camdan bakmaya cesaret etti. Panikle ayağa kalktı. Dengesini bulmaya çalışırken, hemen uzandı ve kadını tekrar oturttu. Fısıltıyla konuştu:
— Korkma. Ben bakarım.
Camın önüne yaklaştı, perdeyi hafifçe araladı.
— Kimse kalmamış gibi görünüyor. Yakında geçer.
Tekrar yerine oturdu. Kadın şaşkınlıkla baktı.
— Bunların üstüne yakında geçeceğini mi düşünüyorsun?
— Biliyorum. Yakında geçecek.
Kadının yüzünü ellerinin arasına aldı. Nabzı bütün vücudunda atıyordu. Başını onun omzuna koydu. Sakinleştirmek için saçlarını okşadı. Her zaman onu uykuya daldırıyorsa, bu kez en azından sakinleştirebilmeliydi.
Bu sefer olmadı.
Kadın önündeki bardağa baktı.
— Su ister misin?
Sadece hayır anlamında başını salladı. Aklından o kadar çok şey geçiyordu ki bir şey söyleyemedi.
Perdeyi hafifçe aralayıp sokağı gözlemeye istemeden devam etti. Artık nefes alışı bile iyice yavaşlamıştı. Gürültüler azaldıkça, o gözünü camdan ayıramadı. Sanki her şey şimdi başlıyordu. Sanki kadının görmediğini o görüyordu.
Kadın bardağı aldı ve kalktı. Kettle’ın düğmesine bastı.
— Sen de ister misin?
Bu kez o başını salladı. Aklından o kadar çok şey geçiyordu ki bir şey söyleyemedi.
Bir süre sonra, kadın geri döndüğünde onu camın kenarında, aşağı bakarken buldu.
— Neden hâlâ oradasın? Hepsi geçti.
Perdeyi çekti. Tam o sırada apartman kapısında bir gürültü koptu.
Güçlü adımlar, merdivenleri tırmanıyordu.
— Anladılar.
Yorumlar
Yorum Gönder