Arkadan gelen tartışma sesleri, zayıflamakta olan şöminenin belli belirsiz çıtırtısını boğuyordu. Kutlama için kiralanan ev, misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyordu. Masada bir peynir tabağı, birkaç kraker ve bir şişe şarap vardı. Diğeri, peynirler hazırlanırken çoktan bitmişti. Camın önündeki, birbirine bakan iki koltukta, birbirine bakmayan bir adam ve bir kadın oturuyordu. Birbirlerine, koltuklardan daha uzaktılar. Beklemekten sıkılan adam, kravatını gevşetip koltukta biraz daha yayılmıştı. Son bir araba sesi beklenirken telefon çaldı. — Nasıl gelmiyoruz abi, ne demek gelemiyoruz? Telefonu açan pencereye yöneldi. Camı araladığında, görünmez bir beyazlığın her yeri kapladığını onayladı. — Göz gözü görmüyor. Buraya gelmek kimin aklına geldiyse... — Tamam, biz gelip sizi alalım ordan... Onlar evde bekler. Onlar hazırlanırken, kadın ayağa kalkıp pencereye döndü. Sadece kar yağıyordu. Ne olabilir ki? Adam, ağırlaşan havayı sezdi. Koltukta iyice kaykılırken yüzü dah...
Kadın elini çekti. Adamın kolu, bir yumruyla bitti. Utançla yüzünü çevirdi adam; kadının güzel gözleri yok oluverdi. Adam giden ellerine baktı—kadının saçları silindi. “Yetmez mi?” dedi adam. Ağzının yerini deri kaplarken, kadının kulakları da gidiverdi. Adam döndü, uzaklaştı. Kadın bankta kalakaldı. Başka bir adam gülümsedi; kadının ellerini tuttu: — “Sana yardım etmemi ister misin?” Kol kola yürümeye başladılar. Kadın tamamlanıyordu.
Eve girdiğinde kadını camın önünde, yere oturmuş buldu. Ellerini kucağında kavuşturmuş, sessizce bekliyordu. Elini kaldırmasına kalmadan karşısına oturdu. Bunu isteyeceğini anlamıştı. İkisi de dışarıdan gelen sesleri merak ediyordu. Ama ne kadın bakmaya cesaret edebiliyordu ne de o, kadını tedirgin etmek istiyordu. Boğuk birkaç bağırtı ve koşar adım sesleri duyuldu. İkisi de dışarıdan gelen sesleri merak ediyordu. Kadının ellerini tuttu. Sonra birden terli ellerini çekmek istedi. Kadın sonunda camdan bakmaya cesaret etti. Panikle ayağa kalktı. Dengesini bulmaya çalışırken, hemen uzandı ve kadını tekrar oturttu. Fısıltıyla konuştu: — Korkma. Ben bakarım. Camın önüne yaklaştı, perdeyi hafifçe araladı. — Kimse kalmamış gibi görünüyor. Yakında geçer. Tekrar yerine oturdu. Kadın şaşkınlıkla baktı. — Bunların üstüne yakında geçeceğini mi düşünüyorsun? — Biliyorum. Yakında geçecek. Kadının yüzünü ellerinin arasına aldı. Nabzı bütün vücudunda atıyordu. Başını onun omzuna koydu. Sakinleştirmek ...
Yorumlar
Yorum Gönder